Kısıtlılık Kararının Kaldırılması
Kısıtlılık kararı, bir bireyin fiziksel veya zihinsel durumu nedeniyle kendi işlerini yönetme yeteneğinin kısıtlanmasını amaçlar ve bu kişinin korunmasını sağlar. Bir kişi hakkında mahkeme aracılığıyla kısıtlılık kararı verilebilir. Bu kararın verilmesi, kişinin kendisi ve çevresindeki kişiler için potansiyel zararları önlemek amacıyla alınır.
Kısıtlılık kararı verildiğinde, kişi belirli haklarından ve yetkilerinden kısmen veya tamamen yoksun bırakılabilir. Örneğin, mal varlığını yönetme, işlemler yapma, sözleşme imzalama gibi konularda sınırlamalar getirilebilir. Bu kararın verilmesiyle birlikte, kişinin yetkilerini kullanmasında denetim altına alınır ve genellikle bir vasi atanır.
Ancak, kısıtlılık kararı verildiğinde, bu kararın sebep olduğu durumların ortadan kalkması veya yeni durumların ortaya çıkması durumunda karar kaldırılabilir veya değiştirilebilir. Bu, kişinin durumunun iyileşmesi veya değişmesi durumunda adaletin sağlanması için önemlidir. Türk Medeni Kanunu‘nun 4721 sayılı hükmüne göre kısıtlılık kararı verilebilmektedir.

Kısıtlılık Kararı Nedir ?
Kısıtlılık kararı, kanun tarafından belirli durumlarda kişinin kendi işlerini yönetme yeteneğinin kısıtlanması ve korunmasını sağlamak amacıyla alınan bir hukuki tedbirdir. Bu karar, kişinin kendisi veya çevresindeki kişiler için zararlı olabilecek durumlarda mahkeme tarafından verilir. Mahkeme, bazı kimselerin korunması veya gözetilmesi gerektiğinde kişinin haklarında kısıtlama kararı alabilir. Bu durumda, kişinin kişisel menfaatlerini koruyamayacak durumda olduğu kabul edilir ve mahkeme tarafından kısıtlılık kararı verilir. Bu kararla birlikte, mahkeme genellikle bir vasi atanır.
Kısıtlılık kararı alınması, kişinin kendi talebiyle olabileceği gibi bazı özel nedenlerin varlığı halinde mahkeme tarafından da kararlaştırılabilir. Kanunda belirtilen gerekçelerin varlığı durumunda kısıtlılık kararı verilir. Karar alındığında ise mahkemenin bir vasi tayin ettiği görülür.
Kısıtlılık kararı alınacağı zaman kişi bunu kendisi talep edebileceği gibi bazı nedenlerin varlığı halinde mahkeme karar alabilir. Kanunda yer verilen gerekçeler oluştuğu takdirde kısıtlılık kararı verilir. Kısıtlılık hali söz konusu olduğunda vesayet makamı da devreye girmektedir. Velayet altında olmayan küçüklerin ve ergin kişilerin kısıtlama sebebi ile koruma altına alınması vesayet ile mümkündür. Kısıtlı bir kişiye vasi tayin edilir. Kısıtlı kişinin fiil ehliyeti mahkemece sonlandırılır.
Kısıtlılık Kararı Hangi Sebeplerle Verilir ?
Kısıtlılık kararı, çeşitli gerekçelere dayanarak verilebilir. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı gibi durumlar, bu kararın alınmasını gerektirebilir. Benzer şekilde, mal varlığını kötü yöneten kişilere veya madde bağımlısı bireylere de kısıtlılık kararı verilebilir. Bir kişi özgürlüğünü kısıtlayan bir ceza aldığında da, kendisine bir vasi atanır ve bu durumda da kısıtlılık kararı mahkeme tarafından verilir. Savurgan harcamalar yapma eğiliminde olan, yararsız ve ölçüsüz harcamalar yapan kişilere de kısıtlılık kararı verilebilir. Ayrıca, kişi isteği doğrultusunda da kısıtlılık kararı alabilir.
Bu sebeplerden dolayı, mahkeme tarafından kısıtlılık kararı verilmesi kişinin korunması ve çevresindeki kişilere zarar vermemesi amacıyla önemli bir adımdır. Kısıtlılık kararı, kişinin kendi menfaatlerini koruyamayacak durumda olduğu kabul edildiğinde uygulanır ve kişinin refahı ve güvenliği için gereken tedbirlerin alınmasını sağlar.
Kısıtlılık Kararının Kaldırılması Talebi Nereye Yapılır ?
Kısıtlılık kararının kaldırılması yanlızca mahkeme kararı ile mümkün olur. Vesayet altında bulunan kişinin yaşadığı yerleşim yeri mahkemesi, kısıtlılık kararının kaldırılmasında da yetkili mahkeme olacaktır. Kısıtlılık kararının kaldırılmasında ise görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesi olacaktır. Dolayısıyla kısıtlılık kararının kaldırılması talebinin vesayet altında bulunan kişinin yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yapılması gerekecektir.
Kısıtlılık Kararının Kaldırılması Başvurusunu Kimler Yapabilir ?
Kısıtlılık kararının kaldırılmasını kısıtlı olan kişi, vekili ya da ilgili kişiler mahkemeye başvurarak talep edebilir. Peki kısıtlılık kararının kaldırılmasını talep edebilecek kişiler kimlerdir:
- Hapis cezası biten kişi,
- Akıl zayıflığı ve akıl hastalığı ortadan kalkan kişi,
- Kötü yaşam tarzı ve savurganlığı bırakan kişi,
- Kısıtlı olan kişinin kendi talebiyle kısıtlılık kararının kaldırılması talep edilebilir.
Kısıtlılık Kararı Sebepleri (Kısıtlama Sebepleri)
Kısıtlama kanunda ayrı ayrı olarak belirtilmiştir. Bu sebeple bir kimsenin kanunda sayılı haller dışında kısıtlanması mümkün değildir. Bu sebepler;
Kısıtlılık Kararı Sebepleri
- AKIL HASTALIĞI VEYA AKIL ZAYIFLIĞI NEDENİYLE VESAYET
Medeni Kanun Madde 405’e göre ‘’akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.’’
- SAVURGANLIK, ALKOL VEYA UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI, KÖTÜ YAŞAMA TARZI VEYA MALVARLIĞINI KÖTÜ YÖNETMESİ NEDENİYLE KISITLAMA
Medeni Kanun Madde 406’da düzenlenmiştir. Kişinin savurganlığı, alkol veya madde bağımlılığı, kötü yaşam veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kişi kısıtlanabilir. Ancak bu sebeplerin varlığının dışında bunun yanında kişinin bu sebeplerden dolayı ‘’kendisini veya ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açması ve bu yüzden sürekli korunmaya ve bakıma muhtaç olması’’ veya ‘’başkalarının güvenliğini tehdit etmekte olması’’ gerekmektedir.
- ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAYICI CEZA NEDENİYLE KISITLAMA
Bir yıl ya da daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza alan kimse kısıtlanmaktadır. Cezayı yerine getirmekle görevli mahkeme kendiliğinden durumu ilgili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.
- KİŞİNİN KENDİ İSTEĞİ ÜZERİNE KISITLAMA
Türk Medeni Kanunu’nun 408. maddesi, bir kişinin yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı nedeniyle işlerini yerine getiremediğini ispat ettiği takdirde kısıtlanmasını öngörmektedir.
TMK/408’e göre, kısıtlanmanın gerçekleşebilmesi için kişi bu durumu kendisi ispatlamalıdır. Yani, kişi yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini yerine getiremediğini mahkemeye ispatlayarak kısıtlanma talebinde bulunabilir. Mahkeme ise bu talebi değerlendirir ve gerektiğinde kısıtlılık kararı verebilir.
Kısıtlama Davası
Mahkeme tarafından kısıtlılık kararı verilebilmesi için kanunda belirlenen sınırlı gerekçelerin oluşması gerekmektedir. Bu kararın verilmesiyle birlikte kişiye bir vasi atanır. Kısıtlılık kararının kaldırılması ise kararın alınmasına yol açan nedene bağlı olarak değişiklik gösterir. Geçici süreyle kısıtlılığa sebep olan bir durum varsa, kararın kalkması bu durumun ortadan kalkması ile mümkündür. Kısıtlılık kararı verilecek olan kişi, bu durumu belirleyen mahkeme tarafından dinlenmelidir.
Eğer kısıtlılık kararı akıl hastalığına bağlı olarak verilecekse, resmi bir sağlık kuruluşundan rapor alınması zorunludur. Kısıtlama kararı verilebilmesi için kısıtlamaya neden olabilecek sebepleri öğrenen görevlilerin bunu vesayet makamına bildirmesi gerekmektedir. Mahkeme kısıtlama kararı verdiğinde, bu kararın alındığı yerde ilan edilmesi gerekmektedir. Böylece, kararın ilgili kişinin yerleşim yerinde ve nüfusa kayıtlı olduğu yerde duyurulması sağlanır.
Kısıtlılık Kararı Nasıl Kalkar ?
Kısıtlılık Kararının kaldırılması
Kısıtlılık kararının kaldırılması talebi, genellikle kararın alındığı nedenin ortadan kalkması veya değişen koşulların oluşması durumunda yapılır. Bu talep, kısıtlılık kararı verilen kişi veya ilgili taraflar tarafından yapılabilir. Örneğin, bir kişi özgürlüğünü bağlayan bir ceza sebebiyle kısıtlandığında, cezasının infazı tamamlandığında kısıtlılık kalkar.
Akıl sağlığına bağlı olarak verilen kısıtlama kararı için, kısıtlılık kararının kaldırılması talebinde bulunulduğunda, kişinin resmi bir sağlık kuruluşundan hastalığının ortadan kalktığına dair bir rapor alması gereklidir. Eğer kısıtlılık kararı alkol bağımlılığı, savurganlık veya kötü yaşam biçimi gibi sebeplere bağlıysa, kişinin bu davranışları terk etmesi ve belirli bir süre bu davranışlardan uzak kalması gerekebilir. Bu süre zarfında kişinin bir şikayete sebep olmaması da önemlidir.
Kısıtlılık kararının kaldırılması talebi genellikle kısıtlı kişinin yerleşim yerindeki Sulh Hukuk Mahkemesine yapılır. Bu talep, kısıtlı kişi tarafından, vekili veya konuyla ilgili diğer kişiler tarafından yapılabilir. Talep değerlendirilirken somut olayın özellikleri ve gerekçeler dikkate alınır ve kararın adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygunluğu değerlendirilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Kısıtlılık Halleri Nelerdir ?
Kısıtlılık halleri Türk Medeni Kanunu’nda belirli ve sınırlı sayıda tanımlanmıştır. Bunlar arasında akıl hastalığı ve akıl sağlığı ile ilgili sebepler, kişinin hürriyetini kısıtlayıcı nitelikte ceza alması, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, savurganlık, mal varlığının kötü yönetimi gibi durumlar kısıtlılık kararı sebebidir.
Kısıtlılık Durumu Nasıl Kaldırılır ?
Kısıtlılık durumuna yol açan nedenler ortadan kalktığında, kısıtlı kişi kendisi ya da bu konuyla ilgili olanlar, kararı veren mahkemeye başvurarak durumun değiştiğini ve kısıtlılığı gerektiren nedenlerin artık mevcut olmadığını delillerle beyan edebilir. Bu durumda, mahkeme yapılan başvuruyu değerlendirir ve uygun görürse kısıtlılık hali kaldırılabilir. Özgürlüğü kısıtlayıcı ceza alan kişilerin cezalarının infazının ardından da kısıtlılık hali otomatik olarak sona erer.
Kısıtlılık Kararı Kaldırılması Kim Tarafından Talep Edilebilir ?
Kısıtlılık kararı alındıktan sonra, bu karara sebep olan gerekçelerin ortadan kalkması durumunda, kısıtlı kişi bizzat kendisi ya da konu ile ilgili olan diğer kişiler, kararı veren Sulh Hukuk Hakimliğine başvurarak kararın kaldırılmasını talep edebilir. Bu talep, kısıtlılık kararının verildiği mahkemeye yapılır ve gerekli deliller sunularak kararın gözden geçirilmesi talep edilir. Hakimlik yapılan başvuruyu değerlendirir ve uygun görürse kısıtlılık kararını kaldırabilir.
Kısıtlı Kişi Avukat Tutabilir Mi ?
Kısıtlı kişi avukat tutmak istediği takdirde vesayet makamından onay alınması zorunludur. Vasinin kısıtlı adına avukat tayin edilmesini vesayet makamından talep etmesi gerekir.