İzale-i şuyu davası, Türk Medeni Kanunu kapsamında, miras paylaşımında veya ortaklık sona erdirilmesinde ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözmek için açılan bir davadır. Bu süreçte, hissedarlar arasında malın paylaştırılması veya satışı gündeme gelir.
Ancak, izale-i şuyu davasında hissedarların birbirlerine karşı alış önceliği hakkı bulunmamaktadır. Yani, bir hissedar diğer bir hissedarın payını satın almak istediğinde, diğer hissedarların bu payı öncelikli olarak satın alma hakkı yoktur. İzale-i şuyu davasında payların satışı genellikle açık artırma usulüyle gerçekleştirilir ve herkes bu satışa katılabilir. İzale-i şuyu davasında hisse satışı ile ilgili detaylar için izale-i şuyu davası hissemi satmak istemiyorum içeriğimize göz atabilirsiniz.

İzale-i Şuyu Davasında Hissedarın Alış Önceliği ve Önalım Hakkı
İzale-i şuyu davası, ortaklığın sona erdirilmesi ve mal paylaşımının sağlanması amacıyla açılan bir hukuki süreçtir. Bu davada, hissedarların alış önceliği ve önalım hakkı önemli yer tutar.
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği, ortaklıktan çıkmak isteyen bir hissedarın payını diğer ortaklara öncelikli olarak satma hakkını ifade eder. Ortaklar, malın satışında veya paylaşımında öncelikli alım hakkına sahiptir. Bu hak, hissedarların dışarıya satış yerine öncelikle kendi aralarında anlaşarak malı paylaşmalarını sağlar.
Önalım hakkı ise, bir hissedar payını üçüncü bir kişiye satmadan önce diğer hissedarlara aynı koşullarda bu payı alma hakkı verir. Böylece, ortaklık içindeki denge korunur ve ortaklık paylarının dışarıya geçişi önlenir.
Bu hakların kullanılabilmesi için hissedarlar arasında anlaşma sağlanması önemlidir. Anlaşmazlık halinde ise mahkeme karar verir. İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği ve önalım hakkı, ortaklık ilişkilerinin düzenlenmesi açısından büyük öneme sahiptir.
İzale-i Şuyu Davası Açılmadan Önce Hissedarın Önalım Hakkı
Önalım hakkı, Türk Medeni Kanunu‘nun 732. maddesi tarafından düzenlenmiştir ve paylı mülkiyet durumunda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını üçüncü bir kişiye satması durumunda diğer paydaşlara öncelik tanır. Ancak, belirttiğiniz gibi bu hakkın kullanımında bazı süre ve usul kuralları bulunmaktadır.
Eğer izale-i şuyu davası açılmadan önce bir paydaş kendi payını diğer paydaşlar dışında bir kişiye satmışsa, diğer paydaşlar TMK 732 hükmü uyarınca önalım haklarını ileri sürerek payın kendilerine devrini talep edebilirler. Ancak, bu durumda önalım hakkı kullanımı için belirli süreler bulunmaktadır. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihten itibaren üç ay içinde ve her halükarda satışın üzerinden iki yıl geçmeden kullanılmalıdır. Aksi takdirde önalım hakkı düşer.
Eğer izale-i şuyu davası açılmış ve devam ediyorken önalım hakkına ilişkin ayrı bir dava açılacaksa, mahkeme önce önalım hakkı davasını inceleyecek ve çözümlendirecektir. Önalım hakkı ile ilgili sorunlar neticelendikten sonra izale-i şuyu davasına devam edilecektir. Bu süreçte, önalım hakkının doğru bir şekilde kullanılabilmesi için sürelerin ve usullerin dikkate alınması önemlidir. Ayrıca, uzman bir gayrimenkul avukatıyla işbirliği yapmak, hakların korunması açısından faydalı olacaktır.
Mirasçılar Bakımından İzale-i Şuyu Davasında Hissedarın Alış Önceliği
Mirasçılar, miras bırakanın mallarına başlangıçta birlikte ve ortaklaşa sahip olur. Bu aşamada mirasçılar arasında önalım hakkı uygulanmaz. Miras ortaklığındaki taşınmazların satışı için tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi ve satışa rıza göstermesi gerekir. Dolayısıyla, bir mirasçının diğer mirasçılardan bağımsız olarak malı satma yetkisi yoktur.
Ancak, miras ortaklığının sona erdirilmesi amacıyla açılan izale-i şuyu davasında durum farklılaşır. Bu dava sürecinde mirasçılar, ortaklığı aynen taksim (mülkün paylaşılması) ya da satış yoluyla sona erdirebilir. Eğer ortaklık hisseli mülkiyete dönüşürse, her mirasçı kendi payı üzerinde bağımsız olarak tasarruf hakkı kazanır.
Bu noktada, izale-i şuyu davasında mirasçıların alış önceliği ve önalım hakkı önem kazanır. Hisseli mülkiyet durumunda bir mirasçı, kendi payını üçüncü kişiye satmak istediğinde diğer mirasçılar önalım hakkını kullanarak payı öncelikli olarak satın alma talebinde bulunabilir. Bu hak, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenen süre ve usullere uygun olarak kullanılmalıdır.
İzale-i Şuyu Davasında Satış Aşamasında Önalım Hakkı
İzale-i şuyu davasında, ortaklığın satış yoluyla sona erdirilmesi halinde hissedarların alış önceliği konusu önemli bir yer tutar. Genel kural olarak, izale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği doğrudan mevcut değildir. Ancak, tüm hissedarların karşılıklı anlaşması durumunda, mal satış işlemi sadece ortaklar arasında gerçekleştirilebilir ve bu durumda ortaklar dışındaki kişilere karşı alış önceliği hakkı doğar.
Türk Medeni Kanunu’nun 699. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, satışın sadece hissedarlar arasında yapılabilmesi için tüm paydaşların onayı gereklidir. Eğer herhangi bir hissedar bu satışa onay vermezse, mal açık artırma usulüyle, yani herkese açık olarak satışa çıkarılır. Bu durumda hissedarların önalım hakkı geçerliliğini yitirir ve mal herkesin katılımına açık şekilde satılır.
İzale-i Şuyu Davası Görülüyorken Önalım Hakkı
İzale-i şuyu davası sürecinde bir malın paydaşlarından biri, kendi payını dışarıdan birisine satmak istediğinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanma talebinde bulunabilirler. Ancak, bu durumda önalım hakkının kullanılması için ayrı bir dava açılması gerekmektedir.
Önalım hakkı, paydaşlara belirli koşullar altında bir malın satışında öncelik tanıyan bir haktır. Eğer bir paydaş, kendi payını başka bir kişiye satmak istiyorsa, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanarak bu payı kendilerine satın alma hakkına sahiptirler. Ancak bu hakkın kullanılması, mahkemeye başvurarak ayrı bir dava sürecini gerektirir.
Bu durumda, önalım hakkı davası neticelenene kadar izale-i şuyu davasına devam edilmeyecektir. Yargıtayın da tutumu bu yöndedir. (Y. 14. H.D. 13.11.2019, E. 2016/10589, K. 2019/7685)
Önalım hakkının kullanılmasına yönelik dava görülüp çözümlendikten sonra, izale-i şuyu davası görülmeye devam edecektir. Fakat önalım hakkı davası neticesinde, son tahlilde kimler paydaş olarak kalmışsa izale-i şuyu davasında da bu kişiler taraf olabilir. (Y. 14.HD, 13.11.2019, E. 2016/10589, K. 2019/7685)
UYARI NOTU: İzale-i şuyu davası esnasında payın satılamaması için mahkemeden tedbir kararı alınması gerekir. Böylelikle, dava esnasında pay devri ve buna bağlı olarak önalım hakkı davası açılması gibi durumlar söz konusu olmayacaktır. Bu durum, dava sürecinin uzamasına engel teşkil etmiş olacaktır.
İzale-i şuyu davası esnasında, paydaşlar arasında da pay devri söz konusu olabilir. Bu ihtimalde, önalım hakkı söz konusu olmayacaktır. Çünkü, pay zaten diğer paydaşlardan birine devredilmiştir. Fakat bu ihtimalde payını devretmiş olan paydaş, artık izale-i şuyu davasında taraf olmayacaktır. (Y.6.HD, 21.3.1974, E. 1974/1290, K. 1974/1291)
İzale-i Şuyu Davasında Satışın Mirasçılar Arasında Yapılması
İzale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği, özellikle miras ortaklığında önemli bir konudur. Miras ortaklığı durumunda mirasçılar, mülkiyeti paylaştırılmamış şekilde ortaklaşa sahip oldukları mallar üzerinde bağımsız tasarruf yapamazlar. Bu nedenle, mirasçılardan biri, ortaklıktaki bir malı tek başına satamaz; satış için tüm mirasçıların rızası gereklidir.
Ortaklığın sona erdirilmesi amacıyla açılan izale-i şuyu davasında, mirasçılar isterse ortaklığı hisseli mülkiyete dönüştürebilir. Böylece her mirasçı, kendi payı üzerinde bağımsız tasarruf hakkına sahip olur. Bu aşamada hissedarların alış önceliği devreye girer; ancak bu hak, diğer hissedarlara karşı değil, ortaklık dışındaki üçüncü kişilere karşı geçerlidir.
Ortaklığın satış yoluyla sona erdirilmesi durumunda ise tüm mirasçıların satışa onay vermesi zorunludur. Eğer tüm hissedarlar anlaşırsa, satış ortaklar arasında yapılır ve diğer hissedarlara alış önceliği hakkı tanınır. Ancak, bir hissedar satışın üçüncü kişilere açık artırma yoluyla yapılmasını talep ederse, bu durumda hissedarın alış önceliği geçersiz olur.
Türk Medeni Kanunu’nun 699. maddesi bu durumu net şekilde düzenler: “Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.” Bu nedenle, izale-i şuyu davasında hissedarın alış önceliği yalnızca paydaşlar arasında yapılacak satışlarda geçerlidir. Açık artırma halinde bu hak ortadan kalkar.
Geri bildirim: İzale-i Şuyu Davası Hissemi Satmak İstemiyorum
Yorumlar kapalı.