Türk Ceza Kanunu’nun 145. maddesi dikkate alındığında, hırsızlık suçunda çalınan malın değeri az olduğunda, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri dikkate alınarak ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Benzer yasal düzenlemeler, yağma suçu için TCK’nın 150/2, zimmet suçu için TCK’nın 249/1 ve irtikap suçu için aynı kanunun 250/4. maddelerinde de yer almaktadır. Bu düzenlemelerle, malın değerinin azlığı göz önünde bulundurularak, faile daha az ceza verilmesi ve böylece ceza adaletinin sağlanması amaçlanmıştır.

Malın Değerinin Azlığı Nedir ?
Türk Ceza Kanunu’nda malın değerinin azlığı kavramı, çalınan, gasp edilen, zimmete geçirilen veya irtikap edilen malın ekonomik değerinin düşük olmasını ifade eder. Malın değerinin azlığı, suçun niteliğine ve failin cezasına etki edebilecek bir unsurdur. Yani, suça konu olan malın ekonomik değeri düşükse, failin cezasında indirim yapılabilir veya bazı durumlarda ceza vermekten vazgeçilebilir.
Kanun koyucu malın değerinin az olmasından neyin anlaşılması gerektiğini belirlememektedir. Ancak, malın değerinin azlığı suça konu olan malın ekonomik değerinin yani malın maddi, parasal değerinin düşük olmasını ifade eder. Yani, “malın değerinin azlığı” kavramı, çalınan şeyin toplumdaki ekonomik değerine işaret eder.
Kanun, malın değerinin belirlenmesini genellikle hakimin takdirine bırakmış olsa da, bu değerin objektif bir biçimde, zarar görenin durumundan bağımsız olarak belirlenmesi gerektiğini vurgular. Dolayısıyla, çalınan malın ekonomik değeri yerine mağdurun malın manevi değeri hakkındaki görüşleri ceza hükmünde dikkate alınmaz.
Eylem, suç oluşturmaya devam eder, çünkü malın ekonomik değerinin az olması suçun haksızlık boyutunu her zaman azaltmaz. Örneğin, çalınan mal objektif olarak ekonomik bir değer taşımıyor olabilir; ancak eğer bu mal, mağdur için manevi açıdan önemli bir anlam taşıyorsa (örneğin, sevdiklerinin anısını temsil eden bir eşya), bu durumda malın değeri az olsa bile suçun haksızlık boyutu azalmaz.
TCK’ya Göre Malın Değerinin Azlığı Nedir ?
Malın değerinin azlığı nedeniyle ceza indirimini düzenleyen hükümler 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda hırsızlık suçu için 145. madde, yağma suçu için 150. madde, zimmet suçu için ise 249. madde gibi hükümler altında yer almaktadır. Bu indirimler, yerleşik yargısal içtihatlarla uygulanmaktadır.
Malın değerinin azlığına dayalı ceza indirimi için, failin mağdurdan çaldığı para veya malın piyasa değerinin düşük olması gerekmektedir. Örneğin, failin mağdurun cebinde 1000 TL olduğunu görmesine rağmen sadece 20 TL çalması durumunda, malın değerinin azlığı nedeniyle ceza indirimi uygulanabilir. Burada önemli olan nokta, failin daha fazlasını alma imkanı olduğu halde sadece azını almasıdır.
Malın değerinin azlığı nedeniyle ceza indirimi, tamamlanmış suçlarda olduğu gibi teşebbüs aşamasında kalmış suçlarda da geçerlidir. Yani, fail suçu tamamlamadan önce yakalanırsa veya suçun işlenmesi durdurulursa, malın değerinin az olması ceza miktarının indirilmesine neden olabilir.
Malın Değerinin Azlığı Nedeniyle Ceza İndirimi Yapılabilecek Suçlar ?
Malın değerinin az olması nedeniyle ceza indirimi uygulanabilecek suçlar Türk Ceza Kanunu’nda belirli maddelerde sınırlı olarak sayılmıştır. Bu suçlar şunlardır:
- Hırsızlık suçu (TCK m. 141)
- Kullanma hırsızlığı suçu (TCK m. 146)
- Yağma suçu (Gasp suçu) (TCK m. 148)
- Nitelikli yağma suçu (TCK m. 149)
Kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasında yer alan zimmet suçu da (m.247) malın değerinin azlığı nedeniyle ceza indirimi uygulanan suçlardandır. Diğer malvarlığına yönelik suçlarda ise malın değerinin azlığı sebebiyle ceza indirimi uygulanması mümkün değildir. Bu suçlar için ceza miktarı, suçun işlenme şekli ve özelliklerine göre belirlenir ve malın değerinin az olması tek başına indirim sebebi olarak kabul edilmez. Bu kapsamda, malın değerinin azlığıyla ilgili ceza indirimi yalnızca yukarıda belirtilen suçlar için geçerlidir.
Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Az Olması
Türk Ceza Kanunu’nun 145/1. maddesinde, “hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir” hükmü yer almaktadır.
Bu düzenleme ile kanun koyucu, suça konu malın değerinin az olması durumunda hakime, ceza takdirinde esneklik sağlamıştır. Hakim, duruma göre faile hiç ceza vermemeyi veya daha az ceza vermeyi seçebilir. Ancak bu takdir yetkisi sınırsız değildir ve hakim, bu kararı verirken suçun işlenme biçimi ve özelliklerini dikkate almalıdır.
Kanun, hırsızlık suçuna ilişkin olarak hakimin ceza miktarında indirim yapabileceğini belirtmiş olmakla birlikte, ne kadar indirim yapabileceğine dair açık bir oran veya kriter belirtmemiştir. Bu nedenle, her olayın kendi koşullarına göre değerlendirilmesi ve hakimin takdir yetkisinin adil bir şekilde kullanılması gerekmektedir.
Yağma Suçunda Malın Değerinin Az Olması
Türk Ceza Kanunu’nun 150. maddesine göre, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle verilecek ceza, üçte birden yarıya kadar indirilebilir. Bu indirim kararı tamamen hakimin takdir yetkisindedir. Yargıtay’ın bir kararında, yağma suçlarında malın değerinin azlığının ekonomik koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yani, ceza verilmesi durumunda bu cezanın suçun ciddiyeti ve işlenme biçimiyle orantılı olması gerektiği vurgulanmıştır.
Hırsızlık suçundan farklı olarak, yağma suçunda hakime ceza vermeme yetkisi tanınmamıştır. Kanun koyucu, yağma suçunu işleyen failin cebir veya tehdit kullanarak malı zorla alma eylemini cezasız bırakmak istememiştir. Dolayısıyla, yağma suçunu işleyen failin her durumda cezalandırılması gerektiği vurgulanmıştır.
Zimmet Suçunda Malın Değerinin Az Olması
Türk Ceza Kanunu’nun 149/1. maddesine göre, zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle verilecek ceza, üçte birden yarıya kadar indirilebilir. Bu durumda hakim, malın değerinin azlığı sebebiyle ceza miktarını indirmek zorundadır, ancak indirim oranı tamamen hakimin takdirine bırakılmıştır.
Zimmet suçunda malın değerinin azlığına ilişkin bu özel düzenleme, hırsızlık ve yağma suçlarından farklılık göstermektedir. Hırsızlık ve yağma suçlarında hakime ceza vermeme veya ceza miktarında indirim yapma seçeneği tanınırken, zimmet suçunda böyle bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Zimmet suçunda malın değerinin az olması, ceza miktarında indirim yapılması gereken zorunlu bir sebep olarak belirtilmiştir.
Malın Değerinin Azlığının Verilecek Hükme Etkisi
Kanun koyucu, hırsızlık suçunda suç konusu malın değerinin az olması durumunda hakimin ceza indirimi yapabileceğini veya ceza vermeme seçeneğine sahip olduğunu belirtmiştir. Ancak bu durum, failin işlediği suçun hukuka uygun hale gelmesini sağlamaz. Yani, failin eylemi hala suç olarak kabul edilir, ancak hakim suçun işleniş biçimi ve özelliklerini göz önünde bulundurarak ceza miktarında indirim yapabilir veya ceza vermeme kararı verebilir. Bu nedenle, suçun haksızlık içeriği devam eder ve fail hakkında ceza verilmesi gerekebilir.
Yağma suçunda ise kanun koyucu, suça konu malın değeri az olsa bile hakime ceza miktarında üçte birden yarıya kadar indirim yapma yetkisi vermiştir (TCK m. 150/2). Dolayısıyla, suçun işleniş biçimi ve özellikleri ne olursa olsun hakim sadece daha az ceza vermeye karar verebilir; ceza vermeme seçeneği mevcut değildir, hırsızlık suçunda olduğu gibi.
Zimmet suçunda ise, malın değerinin az olması durumunda (TCK m. 249/1), hırsızlık suçundan farklı olarak hakim ceza vermeme yetkisine sahip değildir. Kanun koyucu, malın değerinin azlığı halinde hakimin ceza miktarında indirim yapma zorunluluğunu da koymamıştır. Bu durumda, zimmet suçuna konu malın değeri az ise hakim, suçun işleniş biçimi ve özelliklerine bakılmaksızın daha az ceza hükmüne karar vermek durumundadır.

Hırsızlık, Zimmet, Yağma Suçunda Malın Değerinin Azlığı Yargıtay Kararları
Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Az Kabul Edildiği Miktar
Suça konu olan cüzdanın ve içindeki paraların değeri, suç tarihindeki brüt asgari ücretin onda birinden az ise, TCK’nin 145. maddesi uyarınca değer azlığı nedeniyle daha az ceza verilmesi gerekip gerekmeyeceği değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme aşağıdaki kriterler gözetilerek yapılabilir:
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve ilgili dairelerin kararlarına göre, nüfus cüzdanı, ehliyet, pasaport, sınav belgesi, araç plakası, kredi veya bankamatik kartı gibi belgelerin çalınması durumunda, sadece fiziki (maddi) değer göz önüne alınmaz. Bu belgelerin yeniden temini için harcanacak olan emek ve mesai de dikkate alınmalıdır. Bu tür belgelerdeki değer azlığı nedeniyle ceza indirimi uygulanmayabilir.
- Suç tarihinde geçerli olan brüt asgari ücretin onda biri (1/10’u) veya bu miktarın altındaki değerler, genellikle değer az olarak kabul edilir. Bu oran toplumsal uzlaşı ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak belirlenmiştir.
- Hakim, değer azlığı sebebiyle ceza miktarında indirim yapabilir veya ceza vermeme kararı verebilir. Ancak bu takdir yetkisi, suçun işleniş biçimi ve özellikleri dikkate alınarak kullanılmalıdır. Örneğin, hırsızlık suçunda konut veya iş yerine girilerek sadece gıda maddeleri çalınması gibi durumlarda, hakim ceza vermeme kararı verebilir.
- Suç teşebbüs aşamasında ise, 765 sayılı TCK dönemindeki gibi otomatik olarak değer azlığı indirimi uygulanmaz. Ancak özgüleme yapılmış bir değer azlığı durumu varsa, bu durumda indirim uygulanabilir.
Bu kriterler doğrultusunda, suça konu malın değerinin az olması durumunda, hakimin suçun işleniş biçimi ve özelliklerini göz önünde bulundurarak ceza indirimi yapabileceği veya ceza vermeme kararı verebileceği değerlendirilmelidir.
Zimmet Suçunda Değer Azlığı
Mahkemece zimmet miktarı olarak kabul edilen 1.897,60 liranın suç tarihi itibariyle ekonomik koşullar ve paranın alım gücü nazara alındığında, değerinin az olduğu dikkate alınıp sanık hakkında TCK m.249’un uygulanması gerekir (Yargıtay 5. CD- K.2013/2728).
Sanığın zimmetine geçirdiği kabul edilen 7.084,32 TL’nin, suç tarihindeki ekonomik koşullar ile Dairemiz uygulamalarına ve hakkaniyet ölçütlerine göre değer azlığı sınırında kalması nedeniyle sanık hakkında TCK 249. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, bozma nedenidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/11664 E. , 2019/6291 K. ).
Hırsızlık Suçunda Çoğunu Alma İmkanı Varken Daha Azını Alma Nedeniyle İndirim
Geceyi geçirmek için girdiği ana sınıfında bulunan kumbara içindeki 5 Liranın tamamını alıp sabah saat 06.00 sıralarında suç yerini terk eden sanığın, ana sınıfı öğretmeni olan mağdur Özlem’in de beyanlarından anlaşılacağı üzere sınıfta paradan başka kıymeti haiz olan televizyon ve VCD bulunmasına rağmen bu eşyaya yönelik bir eyleminin bulunmaması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 145. maddesinin uygulanma şartlarının gerçekleştiği kabul edilmelidir. Ancak suçun işleniş şekli ve özellikleri ile sanığın kısa aralıklarla birden çok hırsızlık eylemi gerçekleştirdiği gözetildiğinde cezada indirim yapılması gerekirken ceza verilmesinden tamamen vazgeçilmesi isabetsizdir (CGK.,Karar:2015/420).
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hakim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır. Somut olayda ise; alışveriş merkezinden 23,50 TL değerindeki şarabı çalmaya teşebbüs eden suça sürüklenen çocuklar hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle
TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezalardan belirlenecek makul oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesinin Karar:2017/5101 nolu kararı).
Değer Azlığı Nedeniyle Ceza İndirimi Şartları
TCK’nın 145. maddesi, hırsızlık suçunda suç konusu malın değerinin az olması durumunda ceza indirimi veya ceza vermeme kararı verebilme yetkisini düzenlemektedir. Bu maddeye göre, malın değerinin az olması tek başına indirim veya ceza vermeme kararı verilmesini sağlamaktadır. Ancak, maddenin sadece bu kriterle sınırlı olmadığı da açıktır.
TCK’nın 145. maddesi, suçun işleniş biçimi ve özelliklerinin de dikkate alınmasını gerektirmektedir. Yani, hâkim indirim yapacaksa malın değerinin azlığı yanında suçun işleniş şekli ve özelliklerini de değerlendirmelidir. Bu değerlendirme, işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı olmalıdır, yani hâkim işlenen fiilin ciddiyetine göre indirim oranını belirlemelidir.
Hâkime tanınan takdir hakkı, keyfi uygulamalardan kaçınılarak her somut olaya uygun şekilde ve yasal gerekçelerle kullanılmalıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararları da bu doğrultuda, hâkimin indirim veya ceza vermeme kararı verirken yeterli ve yasal gerekçeleri göstermesi gerektiğini vurgulamaktadır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – Karar: 2009/291).
Yağma Suçunda Değer Azlığı Nedeniyle Ceza İndirimi
Sanıkların, katılan ..in 100 TL parasını, diğer katılan …ın da 150 TL değerindeki saatini birlikte yağmalamaları şeklinde gerçekleşen eylemde, sanıklara verilen cezadan değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesiyle cezadan indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve müdafileri ile sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nın 304/2. maddesi uyarına yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine, 20.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/4927 E. , 2021/13098 K.).